Ben hep akıllı bir çocuk oldum. Derslerim iyiydi, üniversitede de fena sayılmazdım. Analitik düşünürüm, istatistikten anlarım. Kumar benim için bir "şans oyunu" değil, bir "sistemdi". Ben o sistemi yenebileceğime inandım. Özellikle online spor bahisleri... Maçları izliyor, takımları analiz ediyor, saatlerce istatistik kasıyordum. Kendimi bir borsacı gibi görüyordum, bir kumarbaz gibi değil.
Bursum yattığı gün, onunla birkaç "garanti" maça oynayıp parayı katlamak benim için bir rutin olmuştu. Başlarda işe de yaradı. Ailemin gönderdiği harçlığa dokunmadan geçiniyor, hatta arkadaşlarıma ısmarlıyordum. Kendimle gurur duyuyordum. Ama o sistemin bir kuralı varmış: Kasa her zaman kazanır.
Bir gece, "hayatımın bahsini" yaptım. Tüm birikimim, hatta ev kirası için ayırdığım parayla bir maça girdim. Dakika 90+2'de gelen bir gol, sadece kuponumu değil, hayatımı da yırttı attı. O anki boşluk hissini tarif edemem. Ne zekam kalmıştı ne de analitik düşüncem. Ekrana bakan aptal bir çocuktum sadece.
Ev sahibini arayıp "bu ay geciktireceğim" demek, ailemden tekrar para istemek zorunda kalmak... O gururumdan eser kalmamıştı. Final sınavlarıma çalışmak yerine, o kaybettiğim parayı nasıl yerine koyacağımı düşündüm durdum. Derslerim düştü, devamsızlıktan kalma noktasına geldim. Birkaç ayda inşa ettiğim her şey, 90 dakikada yıkılmıştı.
O geceden sonra bir daha asla oynamadım. Şimdi part-time bir işte çalışıp borçlarımı ödüyorum. Derslerimi toparlamaya çalışıyorum. Eskisi gibi bol harcayamıyorum belki ama kafam rahat. Beynimin içinde sürekli dönen oranlar, skorlar, ihtimaller yok artık. Sadece derslerim ve geleceğim var. Eğer sen de "ben bu işi biliyorum, ben kazanırım" diyenlerdensen, dur ve bir düşün. Bu oyunda senden daha zeki tek bir şey var: oyunun kendisi. O tuzağa düşme.
Ben Zekiyim Sanıyordum, Kumar Daha Zekiymiş! Bir öğrencinin kumar hikayesi.
Yazar: E*** • Tarih: 14 Eylül 2025